KASAS 79 / 80 |
|
79.
Derken ziyneti içinde kavminin karşısına çıktı. Dünya hayatını isteyenler
dediler ki: "Keşke Karun'a verilen gibi, bize de verilseydi. Gerçekten de
o büyük bir nasip sahibidir."
80.
Kendilerine ilim verilenler ise dediler ki: "Vah size! İman edip salih
amel işleyenler için Allah'ın sevabı daha hayırlıdır. Ona da ancak sabredenler
kavuşturulur."
"Derken ziyneti
içinde kavminin karşısına çıktı." İsrailoğullarının karşısına bir bayram
günü ziynet olarak gördüğü dünya hayatının metaından sayılan elbise, binek, süs
eşyaları ve benzer şeylerle çıktı. el-Gaznevi dedi ki: Bugün bir cumartesi
günüydü.
"Ziyneti
içinde" ziyneti ile anlamındadır. Şair dedi ki: "İnsanların kalpleri
ölüm korkusuyla yerinden fırlayacak oldu mu, Bu sefer canlarını öfkelendirecek
yerlere dahi atarlar."
Burada "canlarıyla
birlikte (atılırlar)" demektir.
O, üzerlerinde aspur ile
boyanmış elbiseler bulunan, hizmetçilerinden yetmişbin kişi ile birlikte
çıkmıştı. Elbiseleri aspura boyayan ilk kişi o olmuştur. es-Süddi ise bin
tanesi beyaz katırlar üzerinde altın eğerlerle ve arguvanlı kadifelerle, bin
beyaz cariye ile birlikte çıktı, demektedir. İbn Abbas dedi ki: O beyaz
katırlar üzerinde çıkmıştı. Mücahid de: üzerlerinde arguvan eğerler bulunan
beyaz katanalar üzerinde çıkmıştı. üzerlerinde aspurlu elbiseler vardı. Bu
aspurlu elbiselerin ilk görüldüğü gündür.
Katade dedi ki:
üzerlerinde kırmızı örtüler bulunan dörtbin binek ile birlikte çıktı. Bu
bineklerin bini beyaz katır olup üzerlerinde kırmızı kadifeler vardı. İbn
Cüreyc dedi ki: Kendisi üzerinde arguvan bulunan beyaz bir katır üzerinde
çıkmıştı. Beraberinde de yine kırmızı elbiseler giyinmiş ve beyaz katırlar
üzerinde üçyüz cariye vardı. İbn Zeyd dedi ki: üzerlerinde aspurlu elbiseler
bulunan yetmişbin kişi ile birlikte çıktı. el-Kelbi dedi ki: O Yüce Allah'ın
Musa'ya cennetten indirmiş olduğu yeşil bir elbiseyi giyinerek çıkmıştı. Karun
bu elbiseyi Musa (a.s)'dan çalmıştı. Cabir b. Abdullah (r.a) dedi ki: Onun
ziyneti kırmız idi.
Derim ki: Kırmız arguvan
gibi kırmızı bir boyadır. Arguvan da sözlükte kırmızı boya demektir. Bunu da
el-Kuşeyrı zikretmiştir.
"Dünya hayatını
isteyenler dediler ki: Keşke Karun'a verilen gibi bize de verilseydi. Gerçekten
de o büyük bir nasib sahibidir." Ona dünyadan çok büyük bir pay
verilmiştir.
Şöyle denilmiştir: Bu
sözler o dönemin mü'minlerinin sözleridir. Onlar dünyayı arzulayarak serveti
gibi mala sahip olmayı temenni etmişlerdi. Bir diğer görüşe göre bu, ahirete
iman etmeyen, ahireti de arzulamayan kafir olan bir topluluğun sözüdür.
"Kendilerine ilim
verilenler ise" ki bunlar İsrailoğullarının hahamları idiler. Onun yerinde
olmayı temenni eden kimselere "dediler ki: Vah size! İman edip salih amel
işleyenler için Allah'ın sevabı" yani cennet "daha hayırlıdır. Ona da
ancak sabredenler kavuşturulur." Yani salih ameller ancak onlara verilir
yahutta ahirette cennet ancak Allah'a itaat üzere sabredenlere verilir. Burada;
"O" (tekil dişi) zamirinin kullanılabilmesi Yüce Allah'ın;
"Allah'ın
sevabı" buyruğu ile ahiretin kastedilmiş olmasındandır.
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN